Yeni Doğan - Cilt Bakımı
Göbek Bakımı
Yeni Doğan - Cilt Bakımı
COCUKDOKTORU.NET / İZMİR
Doğum öncesi bebek anne karnında, amnion kesesi içinde, sürekli su içinde yaşar. Doğum sonrası artık ise cildi hava ve giysileri ile temas eder. Bebek cildi, bilhassa yeni doğduğunda yetişkin cildine göre daha ince ve hassastır. Bu nedenle çabuk tahriş olur. İlk günlerde kuruyup soyulabilir. Veya bazen kızarıklıklar olabilir.
Yapılması gereken bebeğin cildini temiz ve nemli tutmaktır. Sıcak mevsimde her gün, soğuk mevsimde en az haftada iki kez yıkanmalıdır. Ancak ilk banyosu göbek kordonu kuruyup düştükten bir gün sonra yapılmalıdır. Bu zaman zarfında bebeğinizi her gün bebek yağları veya losyonlarıyla göbeğini koruyarak silebilirsiniz. Göbeği düşesiye kadar, henüz düşmemiş göbek kordonunu bezin içine koymadan, dışarıda bırakacak şekilde bezini bağlayınız. Bu şekilde mikropların bulaşmasına çok açık olan göbek kordonunun idrarla ıslanmasına ve mikrop kapmasına engel olursunuz.
Bebeğin en sık kirlenen yeri bez bölgesidir. Bu nedenle en sık cilt tahrişleri de bu bölgede olur. Sık bez değiştirmek, genital bölge cildini temiz ve kuru tutmak tahrişleri ve pişikleri önlemek için çok önemlidir. Koruyucu bakım ve pişik kremleri kullanılmasının sakıncası yoktur. Kullanılacak kremi doktorunuza danışabilirsiniz. Eğer bütün dikkatinize rağmen pişik dediğimiz cilt tahrişi olmuşsa 3 günden fazla sürüyorsa mutlaka doktora danışın.
İlk haftalarda bebeğin cildi gerçekten de son derece hassastır. Alt bakımında ılık suyla ıslatılmış pamuklar kullanılırsa, cildi tahriş olmaktan ve soyulmaktan korumak kolaylaşır. Çünkü özellikle kız bebeklerde, alt bakımında genital bölge cildiyle birlikte mukozası da temizlenmelidir. Ve mukoza cilde göre daha kolay tahriş olur.
DİKKAT! Bebeğinize bakım yapacağınız zaman hatta ellerinizin temiz olduğundan emin olunuz.
İlk haftalarda karşılaşabileceğiniz döküntü veya sarılık gibi renk değişikliği şeklindeki cilt sorunlarınız olabilir. Cilt değişikliklerinin ne olduğunun tanımlanmasının en iyi görülerek yapılacağını unutmayınız ve doktorunuzla kontak kurunuz.
Göbek Bakımı :
Göbek kordonu anne karnındayken bebeğin anne arasında kan yoluyla oksijen ile karbondioksitin ve besin maddeleri ile bebeğin atık maddelerinin değişimini sağlayan çok önemli bir yapıdır. Doğum sonrası artık bir işlevi kalmaz. Temiz ve kuru tutulursa yaklaşık ilk on gün içinde kendiliğinden kurur, düşer ve yeri iyileşir. Düşesiye kadar günde bir kez doktorunuzun reçete edeceği antiseptik bir sıvıyla, önerildiği şekilde pansumanının yapılıp steril gazlı bezlerinin değiştirilmesi yeterli olur. Pansumanı yaparken mutlaka ellerinizi sabunla yıkamış olmalısınız.
Bu sürede göbekte kızarıklık, kötü bir koku, iltihaplı akıntı ve/veya kanama fark ederseniz bir sağlık kurumuna veya doktorunuza başvurmanız gerekir.
Göz Bakımı :
Doğumu takip eden günlerde gözlerde çapaklanma, akıntı ve kızarıklık ile kendini gösteren konjonktivit (göz iltihaplanması) ile de sıkça karşılaşılır. Bunun nedeni yeni doğan bebeklerde üretilen göz yaşını burun içine akıtan kanalın drenajının bazen yeterli olmamasıdır. Bu durumu sezaryen doğumlarında daha çok görüyoruz. Normal doğumlarda bebek, onun başı ve gövdesine göre nispeten dar olan doğum kanalından sıkışarak geçirmesi gözyaşı kanallarına adeta masaj yapılmış olur. Sezaryen doğumlarında ise bebek anne karnından sıkışmadan bir iki dakika içinde alınır.
Doğum sonrası göz bakımını yaparken günlük kaynamış ılınmış su ile ıslatılmış lokmalar halinde pamuk parçalarını kullanabilirsiniz. Önce ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp temiz havlu ile kurulamayı unutmayınız. Islattığınız pamuk lokması ile bebeğin gözünü pınarından başlayıp kuyruğuna kadar yumuşakça bir kerede siliniz. Diğer göz için yeni bir pamuk lokması kullanınız. Bu bakıma rağmen bebeğinizin gözü çapaklanıyor, sulanıyorsa doktorunuza başvurunuz.
Kulaklar ve Burun Bakımı :
Temizlik ve bakım için pamuklu çubuk ve benzeri şeyler kullanmayınız. Bunlar bebeğin kulaklarını ve burnunu tahriş edebilir. Bir parça kaynatılmış ılık su ile ıslatılmış pamuk veya yumuşak bir peçete ile kulakların ve burunun giriş delikleri silinebilir.
Banyosu :
Banyonun anlamı su, şampuan ve sabunla temizlik; suyun ılık, sıcak olması ve dokunma, masaj etkisi ile rahatlama ferahlama. Önemli olan banyo suyunun sıcaklığını iyi ayarlayarak özellikle ilk banyolarında onun korkmasına neden olmamak. Cildimiz, vücudumuzu, dış çevreye ve dış dünyanın etkilerine karşı korumak üzere adeta bir zırh gibi sarar. Yaşanan bir gün boyunca havada dolaşan tozlar, temas edilen yerden aldığı gözle görülen veya görülmeyen partiküllerle kirlenir. Bu toz ve partiküller arasında hastalık yapabilen mikroplar da bulunabilir. Ne kadar sık banyo yapılırsa bu şekilde partikül toz ve mikropların vücuttan uzaklaştırılmaları o kadar kolaylaşmış olur.
Bazen anneler bebeklerini banyo ettirmekten çekinirler. Banyo sırasında bebeklerinin üşüyeceğini, hasta olacağını düşünürler. Bazı küçük noktalara dikkat edilirse banyo yapmaktan hiç bir zarar gelmeyecektir.
- Banyo esintisi olmayan, ısısı uygun olan ve değişmeyen bir ortamda yapılmalıdır.
- Banyo suyu sıcaklığı 37°C olmalıdır. Pratik olarak bilek iç yüzeyiniz veya dirseğiniz ile su sıcaklığını kontrol edebilirsiniz. Ne sıcak ne de soğuk hissetmemelisiniz.
- Banyosunu beslenme öncesi yaptırmak daha iyi olur. Çünkü dolu bir mide ile banyo yaptırdığınız sırada onu tutayım derken karnını sıkıştırmak kusmasını kolaylaştırır.
- Şampuan ve sabunları bebekler için uygun olan ürünlerden seçmeye çalışmalısınız.
- Özellikle kız bebeklerin idrar yolu enfeksiyonlarından korunması için, banyo küvetinde su içine oturtularak banyo ettirilmemeleri gereklidir.
- Kışın onu hemen ılık, kuru bir havluya sarıp üşümesine izin vermeyin. kışın banyo odasının sıcaklığının normal oda ısısından birkaç derece fazla olması(24-25°C) daha rahat banyo olmasını sağlar. Yine kış aylarında banyo sonrası bebeğinizi ısıttığınız bir banyo havlusuna sardığınızda saç kurutma makinesi ile saçını ve tüm vücudunu ısıtarak kurutma işini kolaylaştırabilirsiniz. Banyo sonrası bebek yağı veya losyonlarıyla yapacağınız vücut masajı onun rahatlamasını sağlayacaktır.
Giydirilmesi :
Bebeğinize kundak yapmayınız. Kundak doğumda normal olan bebeğin kalçasında çıkıklığa yol açabilir. Bunun yerine bebeğinize onlar için yapılmış zıbın, tulum, pijama şeklinde giysileri giydiriniz. Bazen bebeklerin kaburga kemiklerinin (bazen eyeleri derler) batmaması için göğüs çevresine sıkı sıkıya bir sargı yaparlar. Bunu da yapmayınız, bu sargılar bebeğinizin nefes alıp vermesini güçleştirir. Bebeğiniz için çarşıdan aldığınız giysileri paketini ilk siz açsanız bile yıkamadan giydirmeyiniz. Pamuklu, yumuşak dikişli, rahat ve kolay yıkanıp ütülenebilen, tüylü olmayan kumaşlardan yapılan bebek giysilerini ve battaniyelerini tercih ediniz. Bebeğinizin giysi ve battaniyelerini, havlu ve nevresimlerini sabun veya sabun tozu ile yıkayınız ve ütüleyiniz. Üşümemesi için ne kadar giydireceğinize gelince; yetişkinlere göre bir kat fazla giysi giydirilmesi, uykusu sırasında üzerinin örtülmesi yeterlidir. Giyimli olduğu halde elleri soğuksa üşüyor olabilir, kolayca terliyorsa fazla giydirilmiş olabilir. Koltuk altından derece ile ölçülen vücut ısısı 36-36.5°C ise üşümüyor demektir.
Çevresi :
Onun dokuz aydır tek başına, sessizce, ziyaretçileri olmadan, öpülmeden, uykusu bölünmeden yaşamaya alışmış bir kişi olduğunu unutmayınız. Dünyada ziyaret edilmeye tahammülü en az olan kimdir diye sorarsanız, hiç tereddüt etmeden bildiğim biri var diyebilirim. O da yeni doğan bebektir. Lütfen ilk bir iki ay onu mümkün olduğunca ziyaretçilerin taarruzundan, uyku saati geldiğinde elden ele dolaştırılmasından, beslenme saatinin atlanmasından koruyunuz. Ayrıca yetişkinler veya daha büyük çocuklarda nezle yapan mikroplar bebeğinizde çok daha ciddi hastalıklar yapabilir. Mümkün olduğunca üzerine nefes verilmesinden, yıkanmamış ellerle tutulmasından onu hatta annesini de korumaya çalışınız. Güneş alabilen, havalandırılabilen, mümkünse ayrı bir oda sağlayınız. Odasının ısısı 20-24°C olmalı, bunu temin ve takip etmek için bir oda termometresi bulundurunuz. Kış aylarında odasını ısıtmak için ısıtıcı kullanıyorsanız, onun burnunun tıkanmaması, hava yollarının kurumaması için ısıtıcının üzerine bir miktar temiz su koyarak odasını nemlendirebilirsiniz.
Uykuları :
Dünyaya yeni gelen bir bebek annesini emmesi ve alt bakımının yapıldığı zaman dışında kalan bütün zamanını uyuyarak geçirir. Uyanır, altı temizlenir, beslenir ve hemen tekrar uykuya dalar. Herhangi bir şey onu rahatsız etmezse bu böyle sürer gider. İkinci aydan itibaren yavaş yavaş çevresini fark etmeye ve ilgilenmeye başlar ve her geçen gün uyanık kaldığı süre artar.
Özellikle beslenme sonrası onu midesini sıkıştırmadan, başını yukarıda, dikkatlice tutunuz, çünkü ilk dört ay yemek borularının kas tonusu tam gelişmediği için çok kolay kusarlar. Buna bir de gazlarını çıkarırken olan kusmaları eklersek ilk zamanlar onlar kusmak için zaten hazırmışlar gibi görünür. Ancak bunlar minik kusmalardır. Bebeğin başını omuzunuza koyarak sırtını sıvazlayıp parmaklarınızla minik minik vuruyormuş gibi yaparak gazını çıkarmasını sağlayınız. En az bir defa gark deyesiye kadar bu işlemi sürdürünüz, ondan sonra bebeğinizi yatırabilirsiniz. Beslenme sonrası onu başı yaklaşık 20-30° yukarıda olacak şekilde ve sağ yanına doğru yatırırsanız midesinin barsağına boşalması daha kolay olur ve daha az kusar. Hemen beslenme sonrası sırtüstü yatırıldığında, kusarsa eğer kusmuğunu soluk borusuna kaçırabilir, zaten yüzükoyun yatırıp bırakılmayacağını biliyorsunuz.