17 Ağustos Depreminden 25 Yıl Sonra: Ne Değişti?

"Türkiye’nin Yüzde 92’si Deprem Hattında"

17 Ağustos Depreminden 25 Yıl Sonra: Ne Değişti?

17 Ağustos Depreminden 25 Yıl Sonra: Ne Değişti?

YEREL GÜNDEM / KOCAELİ

Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, Türkiye’nin yakın tarihindeki en büyük felaketlerden biri olarak hafızalarda yer aldı. 7,4 büyüklüğündeki deprem, sadece 45 saniye sürdü ancak yarattığı yıkım derin ve kalıcı oldu. Resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı ve yaklaşık 200 bin kişi evsiz kaldı. Felakette 66 bin 441 konut ve 10 bin 901 iş yeri yıkıldı.

Aradan geçen çeyrek asra rağmen, uzmanlar Türkiye’nin hâlâ depreme yeterince hazırlıklı olmadığını söylüyor. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler, bu gerçeği acı bir şekilde tekrar gözler önüne serdi. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, 11 ili vurdu ve resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı. Yaşanan bu büyük felaket, 17 Ağustos depreminden alınan derslerin ne kadarının hayata geçirildiği konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu.

"17 Ağustos Depreminden Ders Alınsaydı, 6 Şubat’ta Bu Kadar Can Kaybı Yaşanmazdı"

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, Marmara Depremi’nden sonra mevzuatta yapılan değişikliklerin yeterince uygulanamadığını ve denetim eksikliklerinin devam ettiğini belirtti. Ayatar, “17 Ağustos’tan sonra alınması gereken bütünlüklü önlemler maalesef yeterince hayata geçirilemedi. Eğer o dönemde alınması gereken dersler alınsaydı, 6 Şubat depreminde bu kadar büyük bir can kaybı yaşanmazdı” dedi.

Ayatar, inşaat mühendislerinin tam zamanlı olarak projelerde yer almaması, yetkin mühendislik kavramının yasalara girmemesi ve inşaat ustalarının kalifiye olmaması gibi faktörlerin depreme hazırlık konusunda ciddi zafiyetler yarattığını vurguladı. Ayrıca, Türkiye’deki riskli yapı stokunun hâlâ tam olarak bilinmediğini ve 2017 yılında tamamlanması gereken Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planı’nın hayata geçirilemediğini ifade etti.

"Türkiye’nin Yüzde 92’si Deprem Hattında"

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi İkinci Başkanı Reyhan Peştemalcı Üregel de Türkiye’nin deprem riski açısından dünyanın en tehlikeli bölgelerinden biri olduğunu hatırlattı. Üregel, Türkiye’nin yüzde 92’sinin deprem hattında olduğunu ve nüfusun yüzde 95’inin bu risk altında yaşadığını belirtti. "Barajlarımızın yüzde 98’i ve sanayimizin yüzde 96’sı fay hatları üzerinde bulunuyor. Ülkemizde 18 kent merkezi ve 80’den fazla ilçe merkezi aktif fay zonları üzerinde yer alıyor" diye konuştu.

İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirleri bekleyen büyük depremler konusunda da uyarılarda bulunan Üregel, Kumburgaz Fayı ve Tuzla Fayı gibi sismik boşluklar taşıyan bölgelerde olası depremlerin beklendiğini vurguladı.

"Kentsel Dönüşüm Sadece Binaların Yenilenmesi Demek Değil"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise, 17 Ağustos depreminin yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'deki 36 milyon bağımsız birimin yaklaşık 6 milyonunun risk altında olduğunu ve 2 milyonunun acil dönüşüme girmesi gerektiğini söyledi. Kurum, kentsel dönüşüm kapsamında bugüne kadar 3,4 milyon depreme dayanıklı konut inşa ettiklerini ve 2035 yılına kadar 6,5 milyon konutun dönüşümünü tamamlamayı hedeflediklerini belirtti.

Ancak Eylem Ulutaş Ayatar, kentsel dönüşümün sadece binaların yenilenmesi olarak algılanmasının yanlış olduğunu, altyapı ve ulaşım gibi faktörlerin de bu sürece dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Ayatar, “Yapılaşma sadece binalardan ibaret değildir, şehirleşme süreçlerinde doğru seçimler yapılmalıdır. Depremlere karşı alınacak önlemler yalnızca bina düzeyinde değil, şehrin genelinde olmalıdır” dedi.

Sonuç olarak, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi ve bu konuda atılması gereken adımların hızla hayata geçirilmesi gerektiği görüşü, uzmanlar tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Geçen 25 yıla rağmen alınan önlemlerin yetersiz kalması, gelecekte yaşanabilecek büyük felaketlerin önüne geçilmesi için daha fazla çaba harcanmasını zorunlu kılıyor.

www.yerelgundem.com